Büyük bir evde dört kardeş köpek yaşarmış. Birinci köpek sakin, kuralcı, söz dinleyen bir köpekmiş. İkinci kardeş köpek ise kendine güveni olmayan, içine kapanık, korkak bir köpekmiş. Üçüncü kardeş köpek özgüveni çok olan, yaratıcı, cesur bir köpekmiş. Dördüncü kardeş köpek ise sakat, bir ayağı olmayan aynı zamanda maceraperest ve zekiymiş.
Bu köpeklerin kuralcı, çok katı ve ufak bir yaramazlıkta onlara sopa atan sahibi varmış. Sahiplerinin bu özelliğinden çok rahatsız olan en küçük iki kardeş köpek sokağa çıkıp hayallerini gerçekleştirmek istiyorlarmış. Hayalleri ise neymiş? Üçüncü köpek bir futbolcu, dördüncü ve bacağı olmayan köpek ise basketbolcu olmak istiyormuş.
Bir gün sahiplerinin iş seyahatini fırsat bilip hayallerini gerçekleştirmek için ilk adımı atmaya karar vermişler. Bu sırada onları gören en büyük abi köpek:
— Durun! Siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz? Biz özümüzde köpeğiz. Futbolcu ya da basketbolcu değil!
En küçük iki kardeş köpek abilerine karşı saygılı oldukları için söz dinlermiş gibi yapıp, kaçmak için geceyi beklemişler. Tam kaçacaklarken üçüncü kardeş köpek:
— Dur! Senin bacağın olmadan biz kaçamayız. Sana tahtadan bir bacak yapalım.
Tahta bacağı yapıp yola koyulmuşlar. Yalnız onlar sokak hayatına çok yabancılarmış. Vızır vızır geçen arabalardan, tehlikeli köpeklerden ve yaramaz çocuklardan haberleri yokmuş. Bir anda karşılarına sivri pençeleri olan, kocaman gövdeli, iri yarı bir köpek çıkmış. Tam onlara saldıracakken, iyi yürekli, o köpekten daha büyük bir köpek onları korumuş. İyi kalpli, iri gövdeli olan bu köpek onlara:
— Hey! Siz, iki küçük ev köpeği gecenin bu saatinde burada ne yapıyorsunuz?
Bir süre gözlerine ışık tutulmuş tavşan gibi durduktan sonra üçüncü cesur olan kardeş köpek:
— Biz buraya çok katı olan sahibimizden kaçmak ve hayallerimizi gerçekleştirmek için geldik.
İri yarı olan köpek:
— Daha önce böylesini görmemiştim. Sevdim sizi.
Kendisinin de zaten böyle bir hayali olduğundan onlarla bu yola beraber devam etmek istediğini söylemiş. Dördüncü kardeş köpek:
— Bu çok iyi olur! Yanımızda güçlü biri olursa kendimizi tehlikelerden koruyabiliriz.
Yollarına beraberce devam etmeye koyulmuşlar. Sabahın ilk saatlerinde üçüncü köpek heyecanlı bir şekilde:
— Buldum! Buldum!
İri yarı köpek:
— Ne buldun? Et mi? Yaşasın! Ziyafet var.
Dördüncü kardeş köpek:
— Ne bulması? Ne eti? Ne ziyafeti?
Üçüncü kardeş köpek:
— Uyanın! Et de yok ziyafet de yok. Futbol kursu afişi buldum.
İri yarı köpek:
— Ne yani et yok mu?
— Bırak şimdi eti! Afişteki adrese gidelim.
Doğruca afişteki adrese gitmişler. O an da oyuncu seçmeleri yapılıyormuş.
Üçüncü kardeş köpek patileriyle top sürüp, şut çekerek antrenörün beğenisini kazanmayı başarmış. Antrenör:
— Vay! Bu köpeğin yeteneğine gerçekten hayran kaldım.
Diğer yandan köpeği çocukların da oynadığı bir futbol takımına almak da aklından bile geçmemiş.
Ta ki çocuklar sahada futbol maçı yaparken sahaya fırlayıp, kendi şovunu yapana kadar. İşte o an da çocukların ve antrenörün beğenisini kazanıp, hayallerine ilk adımını atmıştı. Bu arada dördüncü (sakat) kardeş ve iri yarı olan köpek de hayallerinin yolunu tutmuşlar derken karşılarına engebeli bir yol çıkmış. İri yarı köpek:
— Bu yol senin tahta bacağın için fazla zor. Seni sırtıma alayım.
Sırtına alır ve engebeli yolda ilerlemeye başlarlar. Engebeli yolun sonuna geldiklerinde sırtından indirir. Tam o an da basketbol oynayan iki çocuğu görürler. Çocuklardan biri şut atarken dördüncü kardeş köpek tahta bacağına rağmen hızlı bir şekilde zıplamış ve smaç basmış. Çocuklar köpeğin bu hareketi karşısında çok etkilenmişler ve köpeği sahiplenmeye karar vermişler. Dördüncü kardeş köpek, iri yarı köpeğe dönerek:
— Geldik yolun sonuna. Peki senin hayalin nedir?
— Benim tek hayalim stresli şehir hayatından birkaç günlüğüne de olsa kurtulmaktı.
Aradan uzun bir süre geçmiş. Köpeklerin eski sahibi olan adam birinci ve ikinci köpek kardeşi gezmeye çıkarmış. Aa! Birde ne görsün? Evden kaçan köpekleri adam çok şaşırmış ve onları geri almak istemiş. Fakat antrenör de, basketbol oynayan çocuklar da köpeklerinin başarısından bahsetmişler ve onları vermemişler.
Evde kalan kardeş köpekler de hayallerinin peşinden gitmedikleri için pişman olmuşlar.
Cem BUCİOĞLU